Kanlı Günbatımı: Eski Diyarbakır Escort

Dicle Nehri’nin kıyısında yükselen
Diyarbakır Escort , tarih boyunca birçok savaşa tanıklık etmiş, surlarıyla nice istilacıya karşı koymuş kadim bir şehirdi. Kara taşlardan örülmüş devasa surları, Mezopotamya ovasına bakan burçları ve dört bir yana açılan kapıları, bu şehri adeta bir kale gibi koruyordu. Fakat her kale gibi Diyarbakır da zaman zaman düşman ordularının saldırısına uğramıştı.

Yıl 1515’ti. Osmanlı ile Safevîler arasında kanlı bir savaş hüküm sürüyordu. Diyarbakır, iki büyük gücün tam ortasında, stratejik bir konumda yer alıyordu. Şehri elinde bulunduran Safevîler, Osmanlı’nın yaklaşan ordusuna karşı surları güçlendirmiş, askerleri burçlara yerleştirmişti. Fakat Diyarbakır halkı, bu savaşın sadece devletler arasındaki bir mücadele olmadığını biliyordu. Onlar için bu, evlerini, çarşılarını, hanlarını ve sevdiklerini koruma mücadelesiydi.

Surların Arasında Bir Direniş

Savaş haberi
Diyarbakır Eskort yankılandığında, Zinciriye Medresesi’nin avlusunda, genç bir savaşçı olan Selman sessizce dua ediyordu. O, Diyarbakır’ın yerlisiydi. Babası bir zamanlar Bakırcılar Çarşısı’nda usta bir zanaatkârken, savaş onu bir asker yapmıştı. Artık elinde bakır işlemeli bir kalkan değil, ağır bir Osmanlı kılıcı tutuyordu.

O gün, Osmanlı ordusu şehrin kuzeyinde, Harput Kapı önüne gelmişti. Şehirde büyük bir hareketlilik başlamıştı. Mardin Kapı ve Urfa Kapı’daki Safevî askerleri surların üstüne çıkmış, mancınıklar hazırlanmıştı. Halk, surların içinde korku içinde dua ediyor, yaşlı kadınlar avlularda dualar mırıldanıyordu.

Gece çöktüğünde, Osmanlı topları ateşlendi. Diyarbakır Surları, top gümbürtüleriyle sarsılıyordu. Şehir, alevlerin ışığında ürkütücü bir görünüme bürünmüştü. Selman, Zinciriye Medresesi’nden çıkıp Hevsel Bahçeleri’ne inen yolda, Osmanlı askerleriyle birlikte savaşa katılmak için koşuyordu.

Mardin Kapı’dan Gelen Ölüm

Savaş, üç gün boyunca sürdü. İlk iki gün Diyarbakır’ın surları Safevîler tarafından cesurca savunuldu. Osmanlı ordusu, surları aşmak için hem güneyde Dağ Kapı tarafında hem de doğuda Mardin Kapı yönünde ilerliyordu. Selman, kılıcını sımsıkı kavrayarak Mardin Kapı’ya yöneldi. Orada, Safevîlerin en güçlü birlikleri bulunuyordu.

O anda, Dicle Nehri kıyısında Osmanlı askerleri nehri geçmeye çalışırken, Safevî okçuları yukarıdan ateş açtı. Selman, arkadaşlarını korumak için en öne atıldı. Kalkanıyla okları savuştururken, gözleri Ulu Cami’nin minaresine ilişti. Bu minare, Escort Diyarbakır’ın kaderini belirleyecek bir savaşın gökyüzüne uzanan sessiz tanığıydı.

Üçüncü günün şafağında, Osmanlı birlikleri Kale Burçları’nı aşmayı başardı. Safevîler geri çekilirken, şehrin dört bir yanında yangınlar yükseliyordu. Hasanpaşa Hanı’nın taş duvarlarına Safevî askerleri sığınmıştı, fakat Osmanlı süvarileri hanı kuşatmıştı.

Selman, kılıcıyla önündeki düşmanı devirdiğinde, şehrin Osmanlıların eline geçtiğini anladı. Yorgun ve yaralı halde dizlerinin üzerine çöktü. Diyarbakır artık Osmanlı topraklarına katılmıştı. Kanlı Günbatımı, surların üzerinde belirdiğinde, şehir dumanlar içinde ama dimdik ayaktaydı.

Zaferin Ardından: Diyarbakır’ın Yeni Dönemi

Savaş sona erdiğinde, Diyarbakır halkı Osmanlı yönetimine geçti. Kasımiye Medresesi yeniden ilim merkezi haline geldi, hanlar tekrar ticaretle canlandı. Hevsel Bahçeleri, savaşın yaralarını sararken, Ulu Cami’nin avlusunda barış duaları okunuyordu.

Selman, savaştan sonra babasının eski dükkânına döndü. Bakırcılar Çarşısı’nda, elindeki eski kılıcı bir kenara koyarak yeniden bakır işlemeye başladı. Savaşçılıktan zanaatkârlığa dönüşü, Diyarbakır’ın her zaman kendini yenileyen ruhunu yansıtıyordu.

Bu savaş, Diyarbakır Escort Bayan ’ın tarihi boyunca yaşadığı birçok çatışmadan sadece biriydi. Ama Diyarbakır Surları gibi halkı da hiçbir zaman yıkılmadı. Kan, gözyaşı ve cesaretle yazılmış bu hikâyeler, taşlara kazındı ve nesilden nesile anlatılmaya devam etti.